Teknolojiyi merkeze almak. Özellikle ATS (Applicant Tracking Systems), HRIS (Human Resource Information Systems) ve data-driven recruitment araçları bu sürecin temel kaldıraçları haline geliyor.

Piensi
21 Eyl 2025
Beceriler Krizi ve İK’nın Yeni Sorumluluğu
Huntr’ın 2025 Q2 Job Search Trends raporu, iş gücü piyasasındaki skills gap’i (beceri açığı) net bir şekilde ortaya koydu. Özellikle teknoloji tabanlı roller söz konusu olduğunda, işverenlerin talep ettiği beceriler ile adayların sunduğu beceriler arasında ciddi bir uçurum var. Cloud platform becerilerinde 60x, müşteri başarısı rollerinde 12x, portfolyo yönetiminde 37x açık olması, bugünün işverenlerinin yalnızca yeteneği bulma değil, aynı zamanda yeteneği geliştirme sorumluluğunu üstlendiğini gösteriyor.
Peki bu noktada İK profesyonelleri ne yapmalı? Yanıt açık: Teknolojiyi merkeze almak. Özellikle ATS (Applicant Tracking Systems), HRIS (Human Resource Information Systems) ve data-driven recruitment araçları bu sürecin temel kaldıraçları haline geliyor.
ATS Sistemleri ile Skills Gap Yönetimi
ATS sistemleri artık yalnızca başvuru takibi için değil, beceri açığını doğru ölçmek ve yönetmek için de kritik rol oynuyor.
Beceri odaklı ilan yayınlama: Modern ATS’ler, iş ilanı metinlerini analiz ederek “hangi beceriler gerçekten kritik” sorusuna yanıt veriyor. Böylece gereksiz “must-have” listelerinden arınmış, daha gerçekçi iş ilanları hazırlanabiliyor.
AI tabanlı eşleştirme: İşe alımda yalnızca özgeçmiş kelime eşleşmeleri değil, adayların sahip olduğu öğrenme kapasitesi, transfer edilebilir beceriler de puanlanabiliyor.
Skills taxonomy entegrasyonu: Workable, Lever veya Greenhouse gibi ATS’ler, artık LinkedIn Skills Taxonomy veya O*NET gibi beceri veri tabanlarıyla entegre çalışarak yetenek havuzunu daha akıllı yönetmeyi mümkün kılıyor.
Huntr raporundaki örneklere bakarsak: React, AWS veya API geliştirme gibi alanlarda büyük açıklar var. ATS sistemleri, bu açıkların hangi pozisyonlarda yoğunlaştığını göstererek İK’ya stratejik veri sağlıyor.
HR Analytics: Data ile Yetenek Stratejisi
İK teknolojilerinde en büyük devrim, data-driven decision making. Eskiden işe alım “hissiyat”la yapılırken, artık ATS verileri + HRIS analitiği birleşerek daha net sorulara cevap veriyor:
Hangi pozisyonlarda skills gap daha yüksek?
Hangi ilanlarda “time-to-fill” süresi normalden fazla?
Adayların % kaçı gerekli sertifikasyonlara sahip?
Hangi üniversiteler veya bootcamp’ler, bu açıkları daha hızlı kapatan adaylar yetiştiriyor?
Örneğin, McKinsey’nin 2023 raporuna göre, kurumların %87’si önümüzdeki üç yıl içinde ciddi beceri açığı riskiyle karşılaşacaklarını düşünüyor. Bu noktada, İK analitiği sayesinde gelecekte hangi becerilerin “kritik kıt kaynak” olacağı öngörülebiliyor.
Otomasyon ve Yapay Zeka: İşe Alımın Yeni Dinamikleri
Huntr’ın bulgularını teknolojik açıdan yorumladığımızda, en kritik fırsat şu: İşe alım süreçlerini otomasyona bağlamak.
CV tarama & kısa listeleme: Yapay zeka tabanlı ATS’ler, manuel taramayı %70’e kadar azaltıyor.
Ön görüşmelerde chatbotlar: İlk aday değerlendirmeleri için chatbot entegrasyonu, İK ekiplerinin verimliliğini artırıyor.
Predictive analytics: AI, hangi adayın 6 ay sonra şirketten ayrılma ihtimalinin yüksek olduğunu öngörebiliyor.
Böylece skills gap yalnızca “bugünün sorunu” olarak değil, geleceğe yönelik risk yönetimi aracı olarak ele alınabiliyor.

Globalden Türkiye’ye: ATS Kullanımı ve Beceriler Açığı
Türkiye özelinde baktığımızda, ATS kullanımı henüz küresel seviyeye ulaşmamış durumda. 2024 verilerine göre:
ABD’de şirketlerin %98’i ATS kullanırken,
Türkiye’de bu oran %35–40 arasında değişiyor.
Bu, Türkiye’deki kurumların skills gap yönetimini manuel ve parçalı yöntemlerle yaptığını gösteriyor. Halbuki Huntr’ın ortaya koyduğu React, AWS, Data Engineering gibi açılar Türkiye’de de ciddi biçimde hissediliyor.
ATS entegrasyonlarının yaygınlaşması, Türkiye’deki İK ekiplerinin “beceri açığını tespit edememe” riskini azaltacak.
Skills Gap Kapatmada Eğitim Teknolojileri ve ATS Entegrasyonu
Bir diğer kritik konu, ATS sistemlerinin artık yalnızca işe alımda değil, öğrenme & gelişim stratejilerinde de kullanılabilmesi.
Learning Management System (LMS) entegrasyonu: ATS → LMS akışı sayesinde, işe alınan adayın eksik becerileri onboarding sırasında kapatılabiliyor.
Microlearning ve kişiselleştirilmiş eğitim yolları: Örneğin, cloud platform açığını kapatmak için işe yeni başlayan yazılımcıya ilk 90 günde AWS odaklı bir eğitim programı atanabiliyor.
Veri tabanlı reskilling: ATS verisi, hangi becerilerin eksik olduğunu gösterirken, HRIS/LMS bu açığı kapatacak iç eğitim veya harici kurs önerileri sunabiliyor.
Bu noktada Piensi gibi modern İK toplulukları, HR profesyonellerini doğru tool ve stratejilerle buluşturarak dönüşümün katalizörü olabilir.
Geleceğin Yolu: Topluluklar, İş Birlikleri ve Açık Ekosistemler
Huntr raporundaki veriler, yalnızca kurumların değil, tüm İK ekosisteminin birlikte hareket etmesi gerektiğini gösteriyor. Skills gap, tek bir şirketin değil, kolektif bir problem.
ATS ekosistemleri: Workable, BambooHR gibi tool’lar artık API-first mantığıyla her HR teknolojisine bağlanabiliyor.
Topluluk tabanlı yetenek havuzları: Circle, Slack veya özel HR community platformları ile yetenek paylaşımı hızlanıyor.
İş birliği modelleri: Şirketler, üniversiteler ve bootcamp’ler arasındaki iş birlikleri artık ATS sistemleri üzerinden takip ediliyor.
İK’nın Yeni Rolü
Huntr’ın 2025 raporunda gördüğümüz tablo, bir gerçeği netleştiriyor: İK, sadece işe alım değil; aynı zamanda yetenek gelişimi, teknoloji yönetimi ve stratejik dönüşümün merkezinde.
ATS ve HRIS entegrasyonları sayesinde skills gap somut olarak ölçülebiliyor.
Yapay zeka ve otomasyon, işe alım sürecinde hız ve doğruluk sağlıyor.
Eğitim teknolojileri, açıkları kapatmada yeni bir köprü işlevi görüyor.
Bugün ATS kullanmayan bir kurum, aslında beceri açığını yönetmeyen bir kurum demek.
Piensi topluluğuna katılın: ATS, HRIS ve modern İK teknolojileriyle ilgili en güncel içgörülere, vaka çalışmalarına ve araçlara erişin. Birlikte 2025’in beceri açığını kapatacak stratejileri inşa edelim.